Bir sabah düşünün… Gazetelerin manşetleri artık acı dolu haberlerle değil, başarı hikâyeleriyle süsleniyor. “Terörsüz Türkiye” artık bir hayal değil; kararlılığın, sabrın ve birlik ruhunun zaferidir. Bu yeni Türkiye'de, dağlar sessizliğin değil huzu![]() Terörsüz Türkiye – Barışın Ayak Sesleri Bir sabah düşünün… Gazetelerin manşetleri artık acı dolu haberlerle değil, başarı hikâyeleriyle süsleniyor. “Terörsüz Türkiye” artık bir hayal değil; kararlılığın, sabrın ve birlik ruhunun zaferidir. Bu yeni Türkiye'de, dağlar sessizliğin değil huzurun sembolü; sokaklar korkunun değil umut yürüyüşlerinin sahnesidir. Türkiye, yıllar süren çatışmalardan, ayrışmalardan, kırılgan barışlardan sonra nihayet ortak paydada buluşmayı başardı. Bu değişim, yalnızca askeri bir başarı değil; toplumsal bir uyanıştır. Siyasiler, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları, sanatçılar ve en önemlisi sıradan vatandaşlar – herkes elini taşın altına koydu. Bir araya geldiler, konuştular, dinlediler ve sonunda anladılar: hiçbir fikir kurşunla anlatılamaz, hiçbir özlem şiddetle gerçekleştirilemez. Okullarda artık güvenlik endişesiyle değil, yeni projelerle öğrenciler birbirleriyle yarışıyor. Gençler, dağa değil üniversitelere gitmeyi hayal ediyor. Anneler çocuklarını sokakta oynarken tedirgin değil gururlu gözlerle izliyor. Güneydoğu’nun dağ köylerinden İstanbul’un kalabalık caddelerine kadar her yerde barışın sesi duyuluyor. Devletin kararlı adımları, adalet mekanizmasının tarafsızlığı, yerel yönetimlerin kapsayıcı hizmetleri ve medya organlarının sorumluluk bilinci bu barış ortamının temel direkleri oldu. Her şeyden önemlisi, halk kendi geleceğini yeniden sahiplenmeyi öğrendi. Cumhur başkanı Erdoğan’ın dediği gibi; “Dün itibarıyla 47 yıllık terör belası sona erme sürecine girmiştir. Türkiye uzun, acılı, sancılı ve gözyaşlarıyla dolu bir sayfayı kapatmaya başlamıştır. Bugün yeni bir gündür. Bugün Türkiye Yüzyıl’ının kapıları ardına kadar aralanmıştır.” Bu sözler, yalnızca bir siyasi açıklama değil; aynı zamanda milletin ortak hafızasında yankı bulan bir dönüm noktasıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişteki hatalı uygulamaların terörü beslediğini açıkça ifade ederek, yeni dönemde adaletin, kapsayıcılığın ve toplumsal barışın temel alınacağını vurgulamıştır. Beyaz Toroslar, faili meçhuller, yakılan köyler gibi karanlık dönemlerin artık geride kaldığını belirten Erdoğan, terör örgütü PKK’nın silah bırakma sürecini “Türkiye’nin huzuruna ve kardeşliğine açılan yeni bir sayfa” olarak tanımlamıştır. Mhp Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise; “Terörsüz Türkiye; refah, güven ve huzur dolu bir geleceğin kulvarıdır. Silahların teslim işleminin belirlenmiş takvim içerisinde tamamlanmasıyla birlikte kötü anılar geride kalacak, yeni yüzyılın mimarı ve mihveri Türk milleti olacaktır.” Bahçeli, PKK’nın örgütsel varlığını feshetmesini ve silah bırakmasını “tarihi bir milat” olarak tanımladı. Cumhur İttifakı’nın bu süreci kararlılıkla sahiplendiğini ve Türkiye’nin terör belasından kurtuluşun eşiğinde olduğunu ifade etti. İşte bu birliktelik ve ortak görüş neticesinde;
Sanat sokaklara taştı. Mardin’de bir duvar resmi, Şırnak’ta bir çocuk tiyatrosu, Hakkâri’de bir halk müziği konseri… Bütün bunlar sadece kültürel aktiviteler değil, toplumsal iyileşmenin yankılarıdır. Terörün yerini kültür aldı, çatışmanın yerini paylaşım. Bugün “Terörsüz Türkiye” dedikçe, sadece bir politik idealden bahsetmiyoruz. Bu gün Terörsüz Türkiye de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin büyümesi, kardeşliğin tesisi gözyaşlarıyla değil; birlik, adalet ve sevgiyle büyümelidir |
19 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |