• https://www.facebook.com/izmirdiyanet-sen.org
  • https://www.twitter.com/nail hoca çelik
  • https://www.youtube.com/nail hoca çelik

MİKDAT TEMİZTÜRK

Şeyhül kurra Hacı Hafız Mikdat Temiztürk halk arasında merhum kesik bacak İsmail efendinin baş kalfası ve hizmetkârı olarak bilinir. Şuan hoca efendinin kendisine bırakmış olduğu vazife ve vasiyet ile ömrünü kur’an-a adayarak talebe yetiştirmektedir.1972’den beri hıfz ve tashih-i huruftan 573 aşere-takrib’den 57 öğrenciye icazet vermiştir. Halen aşere-takrib olmak üzere 33 kayıtlı öğrenciye eğitim vermektedir. Hoca efendinin yetiştirdiği talebeleri şuan hâkim, savcı, müfettiş ve müftü olmak üzere farklı birimlerde hizmet etmektedirler.


DOĞUMU VE YETİŞTİRİLME


Hacı Hafız Mikdat Temiztürk Hicri 1359- Miladi 1938 yılında Erzurum’un Tortum İlçesinde dünyaya geldi. Dokuz nüfuslu bir ailede dünyaya gelen Mikdat hocamız ilkokulu memleketinde bitirdikten sonra yine aynı ilçede Hacı Hafız Lütfi Efendiden hafızlığını tamamlamıştır. Aynı zamanda Hacı Hafız Lütfi Efendi hoca efendinin babasının hafızıdır.1958 yılında askerliğini yapmak üzere İstanbul’a gelen Mikdat hocamız askerlik boyunca hayranı olduğu merhum kesik bacak İsmail Hakkı Bayrı hoca efendiyi bol bol ziyaret eder. Askerlik sonrasında Gönenli Mehmed Efendi mikdat hocamızı kesik bacak İsmail efendiye teslim eder.1962-63’e kadar burada Talim, Tecvid ve Tashih-i huruf’tan mezun olup diplomasını alırken hoca efendi “oğlum sen daha olmadın”der. Niçin hocam? Dediğinde.”Ben sana kıraat okutacağım oğlum “der. Bunun üzerine gönenli mehmed efendi Mikdat hoca’mızı teşvik amacıyla olsa gerek “senin maaşını onbin liraya çıkarıyorum “der. Hoca efendiye olan hayranlığı sebebiyle bir daha mikdat hocamız memleketine dönmemiş ve yanından ayrılmamak üzere hem hoca efendiden eğitim almış, hemde bacakları kesik Merhum İsmail Hakkı Bayrı hoca efendinin yürüyen iki ayağı olmuştur.
Eğitiminde emeği geçen hoca efendileri sorduğumuzda şöyle sıralıyor hocamız;
1-) Çolak Mehmed Efendi
2-).Ömer Nasuhi Bilmen Efendi
3-) Bekir Haki Yener Efendi
4-) Hacı Sadık Efendi (Süleymaniye camii baş imam hatib-i )
5-) Hacı Nuri Efendi ( Eminönü yeni camii imam hatib-i )
İLK GÖREVE ATANMASI;

Hoca efendiden aldığımız bilgiye göre şuan ismini hatırlayamadığı fatih camii’nin arka kısmında bir camide altı aylık bir vazife ile göreve başlar. Daha sonra sırası ile kadınlar pazarı tezgahçılar camii ve Selçuk sultan camii’nde görev yapar. Dülgerzade kur’an kursuna atanmasını ise hoca efendi şöyle anlatıyor;
Ben o zamanlar belediyeye göz dikmişim, mezarlıklar müdürlüğü bünyesinde bir hocalık vazifesi almaya çalışıyorum.
Bir gün hocam bana”Hiçbir yere gidemezsin dedi. Seni kendi yanımda bir vazifeye alacağım ben dedi. Kurra olacak adamsın sen mezarlık hocası değil. Senin yerin burası. Sen dolduracaksın benim yerimi. Burada kalacaksın sen hiçbir yere gidemezsin…”
Hakikaten de araya ne kadar adam koydumsa da olmadı benim işim.1963’ün sonları falandı. İsmail hoca efendi bir gün yine: şimdi dedi, ben seni kendi yanıma yardımcı olarak isteyeceğim Ankara’dan. O tarihler kritik dönemlerdi. Memleketin üstünden bir ihtilal geçmiş, her taraf allak bullak. Diyanet mevcut kadroları geri çekerken hoca efendi benim için olmayan bir kadro isteyeceğini ve beni o kadroya tayin ettireceğini söylüyor. Allah Allaaaahh! Şaşırdım kaldım. Hocam dedim Diyanet mevcut kadroları çekiyor nasıl yapacaksınız bunu?
Sesi kısıktı rahmetlinin o tarihlerde. Sen orasını düşünme dedi. Ondan sonrada bir kart yazdı Ankara’ya Diyanet’e. Şöyle ecic bücüc bir yazı. Hemen şimdi bugün akşam Ankara’ya hareket et. Yaşar Gökçen var Diyanet’te. Zat işleri(personel) müdürü ona ver dedi.
Dediğini derhal yaptım hoca efendinin. Fındıkzade’den bir arabaya atladım Ankara’ya gittim. Yaşar bey’i buldum o kartı verdim. Yaşar bey kartı okudu, öptü başına koydu ve ağlamaya başladı. Çok duygulandı. Meğer oda bizim hoca efendinin talebesiymiş. Hiç bekletmedi beni. Hemen orada bir yazı hazırlattıktan sonra Diyanet işleri başkanına birlikte çıkalım, öyle herkesi kabul etmiyor ama ben bir şeyler yapacağım dedi. Gittik içeri girdik. Yaşar bey belli nezaket çerçeveleri içinde: efendim dedi, Benim çok muhterem hocam var İstanbul’da. Yüzlerce talebe yetiştirmiş çok gayretli çok hamiyetli bir hoca’dır İsmail bayrı hoca. Kurra İsmail’mi? Diye sordu Gerçeker başkan şevk içinde. Evet, efendim dedi Yaşar Bey; Bu delikanlıda onun talebesi. Bir kadro talebi var hocamın. Onu hazırladık efendim eğer lütfeder tensib buyurursanız? Hiç itiraz etmedi başkan Tevfik Gerçeker İsmail hoca efendinin adını duyunca. Tabi tabi dedi. Sonrada bana yöneldi gel oğlum otur şöyle bir vücuhat yapda dinleyelim dedi.
Oturdum vücuhat üzere bir aşrı şerif okudum orada. Ben bitirdikten sonra, başkan Gerçeker; Allah razı olsun oğlum ağzına sağlık dedi. Bismillah deyip yazıyı imzaladı ondan sonrada oğlum kesik bacak İsmail efendiye selamımı götür dedi.
Başkandan çıktık, Yaşar bey yazıyı bir zarfa koydu elime verdi, elden götür bunu dedi. Hocamın sadece ellerinden değil, o kesik bacaklarından da öperim dedi. Ben yazıyı aldım geldim İstanbul müftülüğüne verdim. İstanbul müftüsü İbrahim elmalı şaşırdı; oğlum sen nereden buldun bu yazıyı dedi diyanet birçok kadroyu geri çekerken.
1964’den 1972’ye kadar talim, tashih-i huruf, tecvid, Aşere, takrib ve Tayyibe ilmini tahsil eden mikdat hocamıza, merhum İsmail efendi sonunda kursunu ve kürsüsünü ona bırakarak, sakın buradan emekli olma seni kim emekli ederse vebali o alsın sende bende bu rahlede öleceğiz der ve ömrünün sonuna kadar kur’an-a hizmet eder. 1972’den sonra hoca efendinin yerine geçen mikdat hocamıza gönenli mehmed efendinin ilgi ve alakası yine devam eder. Hoca efendi resmi tarih’e göre 2003 yılında emekli olmasına rağmen hocasının vasiyeti üzerine halen eğitim’e devam ederek talebe yetiştirmektedir.
Sadullah çelebi dar’ul kurrası olarak bildiğimiz fatih müftülüğü arkasındaki ilim tahsil merkezi’nde 382 sene ilmi kıraat okutulduktan sonra belli sebeplerden dolayı uzun zaman kapalı kalan mekân, yine sevgili Mikdat Temiztürk, Haki Demir, Necmeddin Cevheri, Kazım Oksay beyler’in gayretleri ile hizmet’e başlamış olup, halen ilmi kıraat tahsil edilmektedir.
İstanbul’un fethinden sonra Fatih Camii vakfiyesinde geçen Fatih sultan Muhammed han’ın vasiyeti gereği her Cuma 26 sayfa ezbere kur’an okutulacak, okuyan her hafıza dokuz misgal altın verilecek. Ayrıca bu devir hatmi için birde devrin hocalarından sorumlu hoca olacak. Kaynaklara göre en son iki tarik(kıraat) bilen çolak Mehmed efendi bu kadrodan ücret almıştır. Mikdat Temiztürk hocamız 1963 senesinden itibaren yakın zaman’a kadar devir hatminin sorumlusu olarak görev yapmıştır.

 

 

ÜYELİK

SİTE MENÜSÜ