• https://www.facebook.com/izmirdiyanet-sen.org
  • https://www.twitter.com/nail hoca çelik
  • https://www.youtube.com/nail hoca çelik

PARALEL TEŞEBBÜS

Çeyrek kala nefesler kesildi… Yüreklerimiz ağzımıza geldi. Artık olmaz, yıl 2016 ve burası Türkiye!..

    Çeyrek kala nefesler kesildi…

    Yüreklerimiz ağzımıza geldi. Artık olmaz, yıl 2016 ve burası Türkiye!..

    Burada artık darbe olmaz  dediğimiz bir anda yüreklerimiz ağzımıza geldi. Nefeslerimiz kesildi, kanımız dondu. Darbeye teşebbüs deniliyordu ve bir anda hayatımız altüst oldu.

   Ama kim bunlar, neden ve niçin, neden darbeye teşebbüs ettiler?  Durum çok vahimdi. Herkes şaşkın ve durumu anlamaya çalışırken Başbakandan;  “Fetö terör örgütüne mensup askerlerin yaptığı bir kalkışmadır”  bilgisi geldi. Peki neden kalkıştılar bu işe?

    Sayın Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi neleri noksandı ki, rahatsızlıkları ne idi ki Devlete isyan edecek kadar ihanet durumuna geldiler. 

   İki hafta kadar sonra Askeri şura toplanacak ve bu Şura neticesinde Paralel ve Fetö’ye yakınlığı bilinen Subaylar tasfiye edilecekti. Son bir hamle acaba başarılı olunur mu ümidi taşıyan ruhsuz hainler müdahale yapmak istediler.

    Ama bir şeyi unuttular ülke de 1960,1980, 1971,1997 ve 2007  darbelerini darbeli bir şekilde yaşayan necip milletimiz artık  darbelerden yılmıştı. Artık darbe istemiyordu. Artık bir gecede  yüzde yediyüzelli enflasyonu yaşamak istemiyordu. Artık huzurunun bozulmasını istemiyordu.

    Başında yılmaz bir Komutan Tayyip Erdoğan vardı, “Demokrasiyi ve hürriyetini sevenler hadi artık meydanlara savunanları savunun” diye emir buyurmuş. Bu emir anında karşılığını bulmuştu. Millet meydanda, millet tankın önünde, millet elindeki bayrağıyla tankın üzerine çıkmış Haklarını ve hukuklarını savunuyor. Haksızlığa geçit vermiyordu.

   Ülkenin Başbakanı Sayın Binali Yıldırım; “Bizi kimse halkımızdan ayıramaz bu işin sonunda ölüm olsa dahi  görevimizin başındayız” diyordu. Heyecan ve sıkıntı yoktu. Gayet mutedil bir şekilde davranmaya devam ediyordu.

   Diyanet İşleri Başkanı Sayın Görmez; “Kardeşlerim Camilerinizi açın minarelerden salalar ve ezanlar okuyun halkı hakkına ve hukukuna sahip çıkması için uyarın” diye mesajlar ve tv’lerde bilgiler geçiyordu. Bir anda Tüm Türkiye sathında Semalarda “Allahü Ekber” nidaları yankılanırken meydanlarda tekbirler ve dualar yükseliyordu.
   Memur Sen Genel Başkanımız Sayın Ali Yalçın beyefendi "Gün hürriyete sahip çıkma günüdür" diyerek ateşliyorken meydanları, 
Diyanet-Sen Genel Başkanımız Sayın Bayraktutar "Bayraklarınızı alın meydanlara inin" direktifi lie bütün din görevlileri olarak meydanlarda yerimizi aldık.

   Muhalefet lideri Sayın Bahçeli Demokrasi, insan hak ve hukundan bahsederek hükümetin yanında olduğunu açıkça beyan ediyordu.

   Meydanlar öbek öbek insan seli ve sabaha karşı sel pislikleri temizlemiş ve Ülkemiz derinden bir oooh çekmişti. 164 Şehidimiz vardı. Olsun.

    Biz o akşam meydanlara giderken abdestimizi aldık, dilimizde tekbirle her şeyi göze alarak gitmiştik.” Artık olmamalı, yeter artık söz milletin dedik” Rabbım kabul buyurdu. İnşallah bir daha gelmemek üzere paralel geçti.
                     
       Nail Çelik

    İzmir Diyanet-Sen
  2 Nolu Şube Başkanı
 
414 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
ÜYELİK

SİTE MENÜSÜ