.

DİKİLİ'DE SOSYAL MEDYADA  DİN GÖREVLİLERİNE YÖNELİK LİNÇ KAMPANYASINA KARŞILIK BASIN AÇIKLAMASI YAPTIK

İzmir Diyanet-Sen 2 Nolu Şube Başkanı Nail ÇELİK, Dikili de yatığı Basın Açıklamasında, “Yapılanlar bir provokasyondur, Cumhuriyetle yaşıt olan Diyanetimiz 3 Mart 1924’te  Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuştur. Bu kurumu kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk bir Gerici midir?” diyerek şöyle devam etti;

Çok değerli Basın mensupları, Değerli Dikili Halkımız ve Kıymetli Meslektaşlarım.

Din görevlisinin görev ve yetkilerinin ötekileştirilmek istendiği, yanlış mecralara çekilmek istendiği büyük bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek için burada bulunmaktayız.

Değerli Basın mensupları kıymetli Dikili sakinleri, Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde görev yapan Din görevlileri, kurumun kaide ve kurallarıyla görevlerini yapmaktadır. Bu kurallar devletin işleyiş kanununda 633 sayılı hükümlerle yer bulmuştur.

İslam dininin inanç esaslarını konu alan, ibadet ve ahlak kurallarını hatırlatma ile yükümlü olan Din görevlilerinin mensubu bulunduğu kurum cumhurbaşkanlığına bağlı olarak işleyişini sürdürmektedir.

Kasım ayı içerisinde Diyanet İşleri Başkanlığı her yıl olduğu gibi Mevlidi Nebi etkinlikleri düzenlemiş, Tertip edilecek olan proğramların temaları ilan edilmiştir.

Kurumun onayı ile başlatılmış olan etkinlikler belirli izin ve onaylar çerçevesinde düzenlenmiştir.

Özellikle bu yıl Mevlidi Nebi Haftasının ana Teması olarak “peygamberimiz ve gençlik” olarak belirlenmiş, söz konusu etkinliklerin okullarımızda da yapılması yetkili organlar tarafından emredilmiştir.

Bu çerçevede İzmir’in Güzelbahçe İlçesinde, Dokuz Eylül Üniversitesinden Hocaların hocası Sayın; Prof. Dr. İbrahim Emiroğlu ve Dikili ilçesininde de Dikili Vaizi Sayın; Mehmet Salih Genç program konuğu olarak davet edilmiştir.

Söz konusu panelistlerin ele aldığı konular gençlik ve peygamberimiz konulu sunumlardan ibarettir.

Fakat bazı çevrelerin özellikle bu etkinlikleri düzenleyen kişi ve kurumları çağ dışı, yobaz ve gerici olarak adlandırmış olmaları üzüntü vericidir.

Eğitim ve öğretimin iki ayrı husus ve iki ayrılmaz parça olduğunu hatırlatmakta fayda görüyoruz. Okullarımızda tiyatro ve sanat eğitimlerinin, fen ve matematik derslerinin, estetik ve mantık izahatlarının gerekliliği kadar ilim ve irfan temelinde geliştirilmek üzere eğitimler verildiği bilinmektedir.

Peygamberin hayatını hatırlatan panelistlerimiz öğrencilerimize güvenilir insan olan “el emin” ifadelerinin içini doldurup yeni nesilin güven temeli üzerinden inşa edilmesi gerektiğini hatırlatmış, bu hatırlatma bazı kesimler tarafından yobazlar olarak yaftalanmıştır.

Haksızlığın yanlış bir tutum olduğunu, peygamberimiz döneminde hatırlatılan hususlar gericilik olarak yansıtılmak istenmiştir.

Bu tepkileri ortaya atan kişilerin kulaktan dolma söylemlerle konuştuklarını, söz konusu programın yapıldığı yerde bulunmadıklarını bildiğimiz halde, Allah ve Peygamber dediğimiz için yargısızca eleştirildiğimiz görmekteyiz.

Halbuki Gazi Mustafa Kemal Atatürk “ Öğretmenler Yeni Nesil sizin esriniz olacak” demiştir.

Eğitimin okullarımızda veriliş şekli ortadayken, okulların aynı zamanda ahlaki dersler vermede yükümlü olduğu gerçeğini göz ardı etmekteler.

Okullarımızda matematik dersine duyulmayan bir tepki ve korku,

İngilizce dersine karşı duyulmayan bir tepki ve korku,

Beden eğitimi derslerine karşı duyulmayan bir tepki ve korku

Neden Ahlak gelişimi ile ilgili olan bir seminerde büyük bir gericiliğe dönüşmektedir.

Diyanet bu Milletin bir değeridir. Bu değeri ülkemize kazandıran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Her alanda çağdaşlığı öğütleyen bir liderin bu ülkeye kazandırdığı böyle bir kurum nasıl çağ dışı olarak görülmektedir.

Değerli Basın mensupları çok kıymetli Dikili halkı,

bu ülkenin nesli sadece fen eğitimleri alarak yetişmemektedir. Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘ilim ve irfan’ söylemini anlamayanlardan ülke geleceğini anlamalarını bekleyemeyiz.

Milli ve manevi değerlerin korunmasını, din ve ahlak alanlarında gerekli donanıma sahip olunması gerektiğini hatırlatan başkomutan Diyaneti sizce neden kurmuştur.

Bu okulların bahçelerinde beden dersleri verilmektedir,

Salonlarında tiyatro dersleri ve skeçler düzenlenmektedir,

Laboratuvarlarında hücre bölünmeleri,

Kimya salonlarında madde dersleri verilmektedir.

Değerli hocalarımız bu programda eğitim alan öğrencilere çalışmalarını öğütlemiş, çalışan bir neslin ahlaktan yoksun olmaması gerektiğini hatırlatmıştır.

Gerici bir söylemle matematik günahtır, edebiyat ziyandır, fizik haramdır, tiyatro saçmadır dememiş aksine bu hususların daha iyi öğrenilmesi gerektiğini hatırlatıp bu durumun ahlaktan bağımsız olmaması gerektiğini dile getirmişlerdir.

Söz konusu katılımcıları cahil ve bilgisiz olarak lanse etmeye çalışan bu kesimin eğitim tedrisatından geçmediğine inanıyoruz. Çünkü değerli hocalarımızın öğrencilerimize hatırlatmak istediğini ya hiç duymadılar, ya da duysalar bile anlamak istemediler.

Değerli kardeşlerim, çok kıymetli basın mensupları

Sözün anlamı mı sizin için önemli yoksa sözün çıktığı yer mi? Anlaşılan burada ortaya atılan tepki Diyanet İşleri Başkanlığınca sarf edildiği için rahatsızlık vermiştir.

Fakat hatırlatmakta fayda görüyorum

Bu kurumun kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk bir gerici miydi ki, 21 Nisan 1920’de Anadolu’daki bütün askerî birlikler ile sivil idarecilere gönderdiği ve açılıştan önce yapılması gereken dinî merasimlerin ne şekilde icra edileceğinin emrini veriyordu. Emirde şöyle diyordu;

“Büyük Millet Meclisi’nin açılış gününü Cuma’ya tesadüf ettirmekle o günün mübarek olmasından istifade için açılıştan önce bütün milletvekilleri ile Hacı Bayram Velî Câmi-i Şerîfi’nde Cuma namazı kılınarak Kur’an’ın nurlarından ve salâttan feyzalınacaktır. Namazdan sonra sakal-ı şerif ve sancak-ı şerif taşınarak daireye gidilecektir. İçeriye girilmeden önce bir dua okunacak ve kurbanlar kesilecektir.” Demiştir .

                   Kiymetli Kardeşlerim;

"Biz Milletimizi aydınlatmaya çalışıyoruz. Yüce dinimizin istismarına engel olmaya çalışıyoruz, bizim derdimiz bu, başka bir şey düşünmedik düşünmeyizde. Eğer biz dinimizin istismarına engel olmazsak, biz sahih dini bilgiyle çocuklarımızı ve gençlerimizi donatmazsak onlara öyle yanlış bir din algısı ile yaklaşanlar oluyor ki belli bir zaman sonra etkimiz de kalmıyor.

Son olarak biz kimiz biliyor musunuz?

Biz; gönlünü dinine adamış¸ gönlünü dine hizmete vermiş kimseleriz.. Dine hizmete gönül vermiş¸ işini içtenlikle ve gönüllü olarak yapan¸ bu işe yüreğini koymuş kimseleriz.

Biz, Yalnızca gönlünü değil¸ varlığını dinine ve Vatanına armağan etmiş olan kimseleriz.

Bizim Malımız¸ enerjimiz¸ çaba ve gayretimiz Allah'ın dinine hizmet ve bu vatanın muhafazası hususunda hainlere karşı mücadele etmektir.

Biz Din gönüllüleri¸ davasını sahiplenen¸ işini önemseyen kimseleriz Hiçbir ayrıma tabi tutmadan¸ yaşına konumuna ve davranışlarına bakarak hiç kimseyi dışlamadan muhataplarını da sahiplenmesini bilenleriz.

Biz Din gönüllüleri insanlık sevdalısı¸ insanlara son derece düşkün¸ hep onların hayrını isteyenleriz. Zira bizim konudaki örneğimiz¸ varlığını insanlığın kurtuluşuna adamış olan insanlık sevdalısı Hz. Peygamberdir.

Biz ¸ insanları kategorize edip davetimizin dışına da atmayanlarız. Bize düşen apaçık tebliğdir.

Biz Din gönüllüleri¸ insanları ürkütmek ve kaybetmek için değil¸ sevdirmek ve kazanmak için varız. Çünkü biz inanırız ki¸ bizim elimizle bir kişinin doğru yola gelmesi¸ dünya ve içindekilerden çok daha hayırlıdır.

Biz Din gönüllüleri planlıdır¸ azimlidir¸ sabırlıdır¸ kararlıdır ve ümitvardır. bizi günübirlik gelişmeler değil¸ Allah ve Peygamberinin ölçüleri planlar. Biz¸ asla dolduruşa gelmeyiz.

Biz, YARATILANI YARATANDAN ÖTÜRÜ SEVENLERİZ. Hepinizi seviyoruz. Fakat yaptığınız yanlış beyanlarınızdan ve bizleri kırdığınızdan dolayı da sizleri kınıyoruz. Selam Ve Dua ile…

Yapılan basın açıklamasına İl Başkan yardımcısı Bayram İşbilen, İlçe Temsilcisi Kadir Tekintongaç ve İlçe yönetimi, Dikili Eğitim Bir-sen Temsilcisi,Sağlık-Sen, Bembir-Sen Temsilcileri ve Dostlar Derneği Üyeleri ile ,Dikili de görev yapan Diyanet Mensupları ve vatandaşlar destek verdiler

 06.12.2018 DİKİLİ